Tasarımdan Uygulama Sürecine Eğitim Mekânı; Selçuk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Projesi
Anahtar Kelimeler:
programlama, kullanıcı odaklı tasarım, mekânsal kimlik, Güzel Sanatlar FakültesiÖzet
İnsanoğlu tarih boyunca mekanla karşılıklı bir ilişki içerisindedir. Devam eden bu ilişki süreci farklı birçok mekânı kapsamakla birlikte, eğitim mekanları ile bütünleşmiş ve değer kazanmıştır. Bunun temel nedeni eğitim mekanları; toplumsal, kültürel, teknolojik ve ekonomik gelişmeleri yakından takip eden, bilgileri gelecek nesillere aktararak hem birey hem de toplumun gelişmesinde önem arz etmektedir. Eğitim mekanları üzerine yapılan çalışmalarda fiziksel ortamın eğitim üzerindeki etkisinin ciddi oranda destekleyici veya engelleyici olduğunu söylemek mümkündür. Eğitim mekanları arasında özellikle üniversite yapılarının gerek mesleki gerekse de sosyal etkileşim yönünden insanların dış dünya ile olan ilişkilerinde kendilerini geliştirmesinde ayrı bir öneme sahiptir. Öyleki, sanat eğitimi verilen mekanların tasarımı, geleceğin sanatçılarının yetiştirilmesindeki katkısı göz ardı edilemez. Bu kapsamda Selçuk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi binasının tasarım ve uygulama süreçlerinde kullanıcı odaklı, sosyal etkileşime olanak tanıyan, sanatsal kimliği yansıtan yaklaşımlara bağlı olarak ele alınmakta, geliştirilen mimari proje ve uygulama sonrası mekânsal kimlik ile kullanıcılara sunulmaktadır. Çalışmada konuya ilişkin bilgi, belge ve raporların toplanıp, mimari programlama aşamalarının sürekli geri dönüşlerle doğru adımlarda ilerlediği inceleme ve gözlemlere dayalı nitel bir araştırma yöntemi izlenmiştir. Elde edilen bulgular neticesinde; Geleneksel Türk Mimarinin izlerine atıfta bulunarak projelendirilen Güzel Sanatlar Fakültesi, geleneksel ve modernin bütüncül bir yorumu olarak kullanıcıların hizmetine sunulmaktadır. Doğru kurgulanmış mimari programla ile eğitim binası mekânsal kimliğini yansıtarak diğer fakültelere örnek teşkil etmektedir. Araştırmada ortaya çıkan bir diğer önemli sonuç ise; söz konusu yapının bünyesinde yer alan bölümlere ait akademisyenlerin başlangıçtan itibaren tasarımcılar ile sürekli istişare halinde olup, tasarım haritasını birlikte oluşturmuş olmalıdır. Ancak ülkemizdeki sürekli değişen Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) kararları ile öğrenci kontenjan sayısının öngörülemeyecek seviyede artış göstermesi, projede ön görülen esnek öğrenme alan sınırlarını bile zorladığı çalışma ile tespit edilmiştir.