Paris İklim Anlaşması Çerçevesinde Tarımsal Karbon Ayak İzi, Çevresel Baskılar ve Azaltım Politikaları: Türkiye ve Avrupa Birliği Karşılaştırması
Özet
Tarım sektörü, ekonomik üretimin temel bileşenlerinden biri olmasının yanı sıra küresel sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağıdır. Özellikle Paris İklim Anlaşması sonrasında, tarımın çevresel etkileri, karbon ayak izi ve sera gazı azaltım politikaları hem Avrupa Birliği (AB) hem de Türkiye için önemli gündem maddeleri haline gelmiştir. Bu çalışmada, Türkiye ve AB'nin tarım kaynaklı karbon salımları, çevresel baskıları ve izledikleri azaltım politikaları karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.
Karbon ayak izi kavramı; metan (CH₄), azot oksit (N₂O) ve karbondioksit (CO₂) gibi tarımsal faaliyetlerden salınan sera gazlarının çevresel etkilerini ölçmede önemli bir göstergedir. AB ülkeleri, özellikle 2030 karbon azaltım hedeflerine ulaşmak amacıyla Yeşil Mutabakat, Ortak Tarım Politikası (CAP) reformları ve karbon vergilendirme gibi politika araçlarını etkin bir şekilde kullanmaktadır. Türkiye ise Paris Anlaşması'nı geç onaylamış olup tarımsal karbon azaltımı konusunda henüz bütüncül bir strateji oluşturamamıştır. Ancak bazı bölgelerde başarılı pilot projeler ve organik tarımı teşvik eden uygulamalar mevcuttur.
Araştırmada, 75’in üzerinde bilimsel çalışma ve resmi politika belgesi incelenmiştir. Bulgular, AB’nin izleme, raporlama ve karbon ticaret mekanizmaları açısından daha gelişmiş bir yapıya sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’nin karbon yönetimi süreçlerini geliştirebilmesi için mevzuat uyumu, finansman mekanizmaları ve dijital tarım altyapılarına yatırım yapması önerilmektedir.
Sonuç olarak, tarımın çevresel etkilerini azaltmada hem bölgesel iş birlikleri hem de kurumsal kapasite artırımı önem arz etmektedir. Türkiye'nin, AB ile tarımsal karbon politikaları konusunda daha yakın entegrasyon sağlaması, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik rekabetçilik açısından stratejik bir zorunluluktur.
